Kalça ve diz protezi ameliyatları, hastanın sadece eklem ağrısını azaltmakla kalmaz, aynı zamanda günlük yaşam kalitesini kökten değiştirebilen büyük cerrahi girişimlerdir. Bu nedenle ameliyat sonrası hastanede kalınan süre, sürecin güvenli ve kontrollü bir şekilde yönetilmesi açısından kritik öneme sahiptir. Hastanede geçen her gün, hem cerrahi ekibin sizi yakından takip etmesine hem de olası erken komplikasyonların zamanında fark edilip müdahale edilmesine imkân tanır.

Yatış süresi, ameliyattan hemen sonraki dönemde ağrı kontrolünün sağlandığı, damar içi ilaç tedavilerinin uygulandığı, tansiyon, nabız, solunum ve kan değerleri gibi temel hayati bulguların düzenli izlendiği bir zaman dilimidir. Özellikle ilk saatler ve ilk birkaç gün, pıhtı oluşumu, kanama, enfeksiyon, tansiyon dalgalanmaları gibi risklerin en yüksek olduğu dönemdir. Bu nedenle hastanede kalış süresinin yeterli ve güvenli bir aralıkta planlanması, ameliyatın başarısını doğrudan etkileyen bir unsurdur.

Kalça ve diz protezi ameliyatlarından sonra yatış süresi aynı zamanda hastanın ayağa kalkmayı, yürütücü veya bastonla güvenli bir şekilde dolaşmayı, tuvalet ve temel kişisel bakımını nasıl yapacağını öğrendiği süreçtir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon ekibi, daha hastanedeyken size uygun egzersizleri gösterir, hangi hareketlerin serbest, hangilerinin kısıtlı olduğunu anlatır. Taburculuk için acele edilmesi, bu eğitimin eksik kalmasına ve evde düşme, yanlış hareket, ekleme aşırı yük bindirme gibi risklerin artmasına neden olabilir.

Hastanede yatış süresi aynı zamanda hastanın ve yakınlarının yeni durumla ilgili bilgilendirildiği, taburculuk sonrası kullanılacak ilaçların, pansumanların, kontrol randevularının ve evde dikkat edilmesi gereken noktaların anlatıldığı bir eğitim dönemidir. Kalça veya diz protezi ile yaşayan bir hastanın hangi durumda “normal iyileşme” içinde olduğunu, hangi durumda ise vakit kaybetmeden doktora başvurması gerektiğini bu günlerde netleştirmesi gerekir. Kısacası, yatış süresi sadece yatakta geçen günler değil, güvenli bir iyileşme sürecinin temeli olarak görülmelidir.

Özetle, kalça ve diz protezi ameliyatlarından sonra hastanede kalınan gün sayısı, hastanın genel durumu, ameliyatın zorluğu ve kullanılan cerrahi protokollere göre değişse de, amaç her zaman aynı kalır: Hastayı ne çok erken riskli şekilde eve göndermek, ne de gereksiz yere hastanede tutmak. Doğru planlanmış bir yatış süresi, hem komplikasyon riskini azaltır hem de hastanın kendini taburculuğa hazır ve güvende hissetmesini sağlar.

Kalça Protezi Ameliyatı Sonrası Ortalama Hastanede Kalış Süresi

Kalça protezi ameliyatı sonrasında hastanede yatış süresi, çoğu hastada birkaç günle sınırlı olmakla birlikte, herkeste aynı değildir. Genel pratikte, ameliyatı sorunsuz geçen ve ek hastalığı ağır olmayan bireylerde 3–5 gün arası hastanede kalış beklenir. Bazı merkezlerde hızlandırılmış rehabilitasyon programları uygulanıyor ve seçilmiş hastalarda bu süre 2–3 güne kadar kısaltılabiliyor. Buna karşılık ileri yaş, eşlik eden kalp–akciğer hastalıkları, kontrolsüz diyabet, obezite veya ameliyat sırasında ek müdahaleler gerekmesi gibi durumlarda yatış süresi 1 haftaya kadar uzayabilir.

İlk 24 saat, hastanın yoğun bakımda veya yakın monitorizasyon altında izlendiği dönem olabilir. Bu süreçte tansiyon, nabız, solunum, idrar çıkışı, ameliyat sahasındaki drenaj miktarı ve kan değerleri dikkatle takip edilir. Ağrı kontrolü için damar içi ilaçlar, gerektiğinde epidural veya sinir blokları kullanılabilir. Yine bu dönemde kanama, pıhtı oluşumu, tansiyon dalgalanmaları ve erken enfeksiyon bulguları açısından hasta yakından gözlenir.

İkinci günden itibaren, hastanın genel durumuna göre, yataktan kalkma ve kısa mesafeli yürüyüşler gündeme gelir. Fizyoterapist eşliğinde, kalça çevresi kasları güçlendiren ve pıhtı riskini azaltan hafif egzersizler öğretilir. Bu dönemde hastanın ağrısı ağızdan alınan ilaçlarla kontrol edilebilir hale geldikçe, damar içi tedaviler azaltılır ve taburculuk hazırlıkları başlar. Kalça protezi olan hastanın, taburculuk öncesinde en azından odada yürütücü ile dolaşabiliyor, tuvaletini güvenli şekilde kullanabiliyor ve yataktan tekniğine uygun kalkıp yatabiliyor olması beklenir.

Genellikle 3–5. günler arasında, yara kontrolü yapılmış, kan değerleri kabul edilebilir sınırlarda, enfeksiyon bulgusu olmayan ve temel mobilizasyonu öğrenmiş hastalar için taburculuk planlanır. Ancak “kaç gün yatacağım?” sorusunun cevabının, sadece ortalamalarla değil, hastanın özel durumu ile belirlendiği unutulmamalıdır. Aynı ameliyatı geçiren iki farklı kişiden biri 3. günde eve gidebilirken, diğeri ek hastalıkları nedeniyle birkaç gün daha gözetim altında tutulabilir.

Taburculuk kararı verilirken, sadece tıbbi durum değil, ev koşulları ve bakım desteği de dikkate alınır. Merdivenli evde yaşayan, yalnız kalan veya evde yeterli destek alamayacak hastalarda, hastanede yatış süresi biraz daha uzun tutulabilir ya da gerekirse kısa süreli rehabilitasyon merkezlerine yönlendirme yapılabilir. Bu nedenle, kalça protezi sonrası yatış süresini değerlendirirken, hem tıbbi hem sosyal koşulların birlikte göz önünde bulundurulması gerekir.

Diz Protezi Ameliyatı Sonrası Ortalama Hastanede Kalış Süresi

Diz protezi ameliyatı sonrasında hastanede yatış süresi, kalça protezine benzer şekilde genellikle birkaç günle sınırlıdır. Standart şartlarda, tek diz protezi uygulanan ve ek hastalığı çok ağır olmayan hastalarda 3–5 gün arası hastanede kalış beklenir. Bazı merkezlerde, “hızlı iyileşme” protokolleri ve erken mobilizasyon programları sayesinde, uygun hastalar 2–3. günlerde bile taburcu edilebilmektedir. Buna karşın çift taraflı diz protezi yapılan, ileri yaşta olan veya ek sistemik hastalıkları belirgin olan bireylerde yatış süresi 1 haftaya kadar uzayabilir.

Ameliyatın ilk günü, anestezinin etkilerinin izlendiği, ağrı kontrolünün damar içi ilaçlarla sağlandığı ve kan basıncı, nabız, solunum, idrar miktarı gibi hayati bulguların sık aralıklarla takip edildiği dönemdir. Bazı hastalarda diz çevresine uygulanan sinir blokları sayesinde, ameliyat bölgesindeki ağrı ilk saatlerde daha kontrollü seyreder. Yine bu süreçte kanama miktarı, pıhtı oluşumu riski ve tansiyon dengesizlikleri açısından yakın izlem yapılır.

Bunu okuyabilirsiniz >>>  Polytravma (Çoklu Travma) Vakalarında Hayat Kurtaran Adımlar

Genellikle ameliyattan sonraki ilk 24–48 saat içinde, hastanın genel durumu uygunsa, yatak kenarında oturma ve kısa süreli ayağa kalkma denemeleri başlanır. Fizyoterapist eşliğinde, dizi güvenli açı sınırları içinde bükme–açma egzersizleri, ayak bileği hareketleri ve yürüteçle koridorda kısa yürüyüşler yapılır. Amaç, hem eklemin erken dönemde harekete alışmasını sağlamak hem de pıhtı oluşumu riskini azaltmaktır. Bu dönemde ağrı kontrolü ağızdan alınan ilaçlarla sürdürülebilir hale geldikçe, damar içi tedaviler azaltılır.

Diz protezi sonrası taburculuk öncesinde, hastanın yürüteç veya bastonla koridorda belirli bir mesafeyi yürüyebilmesi, yatağa kontrollü şekilde girip çıkabilmesi, tuvalet ve temel kişisel bakımını büyük ölçüde yardımlı veya mümkünse yardımsız yapabilecek seviyeye gelmesi beklenir. Yara yeri kontrol edilir, pansumanlar gözden geçirilir ve enfeksiyon düşündürecek kızarıklık, aşırı şişlik, artmış ısı veya akıntı bulgularının olmadığı doğrulanır.

Taburculuk için uygun görülen hastalarda çoğunlukla 3–5. günlerde evde kullanacağı ilaçlar, kan sulandırıcılar, ağrı kesiciler ve pansuman talimatları yazılır. Diz hareket açıklığını artırmaya yönelik ev egzersiz programı anlatılır ve gerekli görülen durumlarda fizik tedavi randevuları planlanır. Çift diz protezi yapılan, merdiven inip çıkması gereken, fazla kilolu veya kas gücü zayıf hastalarda ise hastanede kalış süresi biraz daha uzun tutulabilir ya da doğrudan bir rehabilitasyon merkezinde devam eden yatış önerilebilir.

Diz protezi ameliyatı sonrası “ortalama” yatış süresi 3–5 gün civarındadır; ancak bu süre her hastada bireysel olarak değerlendirilir. Aynı ameliyatı geçiren iki hastanın, yaş, kas gücü, kilo, eşlik eden hastalıklar ve ev koşulları farklı olduğu için, taburculuk zamanları da birbirinden farklı olabilir. En doğru süreyi, ameliyatınızı gerçekleştiren ortopedi ekibi, sizin tıbbi ve sosyal şartlarınızı birlikte değerlendirerek belirleyecektir.

Yatış Süresini Belirleyen Faktörler: Yaş, Ek Hastalıklar ve Ameliyatın Zorluğu

Kalça ve diz protezi ameliyatlarından sonra hastanede kalınan süre, sadece “ameliyat tipi” ile değil, hastaya ve cerrahi sürece ait birçok faktörle birlikte belirlenir. Bu nedenle aynı ameliyatı geçiren iki kişinin yatış süresi birbirinden farklı olabilir. Hastanın yaşı, genel sağlık durumu, eşlik eden kronik hastalıkları, ameliyatın teknik zorluğu, ameliyat sırasındaki kanama miktarı, anesteziye yanıtı ve ameliyat sonrası gelişebilecek küçük sorunlar bile yatış süresinde birkaç gün fark yaratabilir.

İleri yaş, yatış süresini uzatabilen önemli bir etkendir. Yaş ilerledikçe kas gücü azalır, denge bozulur, kalp ve akciğer kapasitesi daralır. Bu da ameliyat sonrası ayağa kalkma, yürüme ve tuvalete gidiş gibi temel adımların daha yavaş ve kontrollü ilerlemesine neden olur. Ayrıca ileri yaşta tansiyon dalgalanmaları, ritim bozuklukları, akciğer enfeksiyonları ve pıhtı oluşumu gibi riskler de daha dikkatle izlenir. Tüm bunlar, taburculuk kararını birkaç gün geciktirebilir.

Kalp hastalığı, kronik akciğer hastalığı, diyabet, böbrek yetmezliği, fazla kilo, romatizmal hastalıklar gibi ek sağlık sorunları da yatış süresini belirleyen kritik faktörlerdendir. Örneğin kontrolsüz şeker hastalığı, yara iyileşmesini yavaşlatabilir ve enfeksiyon riskini artırabilir. Kalp veya akciğer sorunları olan bir hastada ise ameliyat sonrası dönemde solunum egzersizleri, oksijen ihtiyacı ve yoğun bakım izlem süresi daha uzun olabilir. Bu nedenle kronik hastalıkları olan bireylerin, ek konsültasyonlar ve tedavi düzenlemeleri tamamlanmadan taburcu edilmemesi gerekir.

Ameliyatın teknik zorluğu ve süresi de hastanede kalış üzerinde etkilidir. Önceden geçirilmiş ameliyatlar, deformite derecesi, kemik kalitesi, protezin tipi ve gerek duyulan ek işlemler (örneğin kemik grefti kullanımı, bağ onarımları) cerrahiyi uzatabilir. Uzun süren ameliyatlarda kan kaybı artabilir, doku travması daha fazla olabilir ve buna bağlı olarak ameliyat sonrası toparlanma süreci de uzayabilir. Bazı hastalarda yoğun bakımda kalma süresi bir gece ile sınırlı kalırken, daha zorlu ameliyatlar sonrası bu süre uzayabilir.

Son olarak, hastanenin uyguladığı protokoller ve hastanın sosyal koşulları da yatış süresine yansır. Erken mobilizasyon ve “hızlı iyileşme” programlarının uygulandığı merkezlerde, uygun hastalar daha kısa sürede taburcu edilebilir. Buna karşılık yalnız yaşayan, evde yardımı sınırlı olan, merdivenli ve zor erişimli evlerde oturan hastalarda doktor, ev güvenliğini de göz önünde bulundurarak hastanede kalış süresini biraz daha uzun tutabilir veya taburculuk sonrası için rehabilitasyon merkezine yönlendirme önerebilir. Bu nedenle yatış süresi, her zaman kişiye özel olarak planlanmalıdır

Erken Taburculuğun Mümkün Olduğu Hastalar ve Şartları

Kalça ve diz protezi ameliyatlarından sonra bazı hastalarda, klasik 3–5 günlük yatış süresinden daha erken taburculuk mümkün olabilir. Ancak bu, her hasta için geçerli bir hedef değil, uygun adaylar için dikkatle planlanan bir seçenektir. Erken taburculuk kararı verilirken temel ölçüt, hastanın güvenliğinin hastane dışında da rahatlıkla sağlanıp sağlanamayacağıdır. Sadece “bir an önce eve gitmek istiyorum” isteği, tek başına yeterli bir gerekçe değildir.

Erken taburculuğa uygun hastalar genellikle genel durumu iyi, eşlik eden kronik hastalıkları kontrol altında olan, ameliyat öncesinde de aktif ve bağımsız yaşayan kişilerdir. Tansiyon, şeker, kalp ve akciğer fonksiyonları dengeli olan, aşırı kilo problemi bulunmayan, kas gücü fena olmayan bireylerde ameliyat sonrası toparlanma süreci daha hızlı seyreder. Bu hastalar, fizyoterapistin gösterdiği egzersizleri daha kolay öğrenip uygulayabilir, yataktan kalkma ve yürümeyi kısa sürede güvenli hale getirebilir.

Bunu okuyabilirsiniz >>>  Ayak Bileği Burkulması Sonrası İyileşme Süreci: Ne Zaman Ameliyat Gerekir?

Erken taburculuk için bir diğer önemli şart, evde bakım ve destek koşullarının uygun olmasıdır. Eve döndüğünde yanında ona yardım edebilecek bir aile üyesi veya bakıcı bulunması, evin giriş-çıkışının ve tuvalet–banyo alanlarının mümkün olduğunca güvenli ve erişilebilir olması gerekir. Çok merdivenli, dar ve kaygan zeminli, yalnız yaşanan bir ev, erken taburculuk için uygun olmayabilir. Bu tür koşullarda, hastanede birkaç gün daha kalmak veya rehabilitasyon merkezine geçmek daha doğru bir tercih olabilir.

Ağrı kontrolünün ağızdan alınan ilaçlarla sağlanabilir düzeyde olması da erken taburculuk için şarttır. Sık sık damar içi ağrı kesiciye ihtiyaç duyan, hareket ederken dayanılmaz ağrı yaşayan bir hastanın, sadece süre doldu diye eve gönderilmesi uygun değildir. Aynı şekilde, bulantı, baş dönmesi, ani tansiyon düşmeleri, aşırı halsizlik gibi şikâyetler sürüyorsa, bu hastaların bir süre daha gözlem altında kalması gerekir. Erken taburculuk ancak hastanın kendi kendine oturup kalkabildiği, yürüteç veya bastonla güvenli şekilde yürüyebildiği ve tuvalet gibi temel ihtiyaçlarını büyük ölçüde karşılayabildiği durumda gündeme gelmelidir.

Kalça ve diz protezi ameliyatlarından sonra erken taburculuk bazı hastalar için mümkün ve konforlu olabilir; ancak bu karar mutlaka ortopedi ve anestezi ekiplerinin ortak değerlendirmesiyle verilmelidir. Hekiminizin “evde güvenle idare edebilirsiniz” dediği noktaya gelmeden, sadece süreye bakarak hastaneden ayrılmak doğru değildir. Sağlam ve kalıcı bir iyileşme için, aceleci değil, ölçülü ve kontrollü bir yaklaşım benimsemek gerekir.

Hastanede Kaldığınız Günlerde Sizi Neler Bekler?

Kalça veya diz protezi ameliyatından sonra hastanede kaldığınız birkaç gün, yalnızca “dinlenme” değil, aynı zamanda kontrollü bir iyileşme ve eğitim dönemidir. İlk saatlerde anestezinin etkilerinin geçmesi izlenir; tansiyon, nabız, solunum ve kan oksijen düzeyiniz belirli aralıklarla ölçülür. Ameliyat bölgesindeki pansuman kontrol edilir, varsa drenlerinizden gelen sıvı takip edilir. Bu dönemde ağrınız damar içi veya kas içi ilaçlarla yönetilir ve bulantı, kusma, tansiyon düşmesi gibi anesteziye bağlı yan etkiler açısından gözlem altında tutulursunuz.

Genellikle ilk 24 saat içinde bacaklarınızdaki kan dolaşımını desteklemek için varis çorapları, pnömatik (şişip inen) cihazlar veya kan sulandırıcı ilaçlar kullanılmaya başlanır. Bu, pıhtı oluşumu riskini azaltmak için önemlidir. Hemşirelik ekibi, idrar çıkışınızı, sıvı alımınızı ve gerekliyse idrar sondanızı takip eder. Yara yerinde aşırı sızıntı, kızarıklık, şişlik veya ısı artışı olup olmadığı düzenli olarak kontrol edilir.

Genellikle ameliyatı izleyen ilk veya ikinci günde, sizin genel durumunuz uygunsa, fizyoterapist eşliğinde yatak kenarında oturma, ayak bileği ve diz hareketleri, nefes egzersizleri gibi hafif uygulamalara başlanır. Kalça veya diz protezi çevresindeki kasları güçlenecek şekilde hangi hareketleri yapmanız, hangilerinden kaçınmanız gerektiği size adım adım gösterilir. Ayağa ilk kalkış ve yürüteçle ilk birkaç adım çoğu hastada bu dönemde gerçekleşir; hemşire ve fizyoterapist yanınızda olur, düşme riskine karşı sizi destekler.

Sonraki günlerde, yürüdüğünüz mesafe yavaş yavaş artırılır, koridorda daha uzun yürüyüşler yapılır. Aynı zamanda yatağa girip çıkma, tuvalete gitme, sandalyeye oturup kalkma gibi günlük hareketler de güvenli tekniklerle öğretilir. Ağrı yönetimi ağızdan alınan tabletlerle sürdürülebilir hale geldikçe serum ve damar içi ilaçlara olan ihtiyaç azalır. Doktorunuz, kan tetkiklerinizi, gerekirse röntgen veya diğer görüntüleme sonuçlarınızı gözden geçirir ve protezin yerinde durumunu, kan değerlerinizi, elektrolit dengenizi değerlendirir.

Taburculuğa yaklaşırken, hemşire ve hekimleriniz evde kullanacağınız ilaçlar, pansuman şekli, banyo yapma zamanı, dikişlerin alınma tarihi (veya kendiliğinden eriyen dikiş kullanıldıysa buna dair bilgi) ve kontrol randevularınız hakkında ayrıntılı bilgi verir. Merdiven inip çıkmanız gerekiyorsa bunu nasıl güvenli şekilde yapacağınız gösterilir. Ayrıca, bacakta ani şişlik, nefes darlığı, yüksek ateş, yara yerinden akıntı gibi hangi durumlarda vakit kaybetmeden hastaneye başvurmanız gerektiği tekrar hatırlatılır. Böylece hastanede geçirdiğiniz günler, hem tıbbi açıdan hem de eğitim açısından taburculuğa hazırlanma süreci olarak tamamlanmış olur.

Taburculuk İçin Genellikle Hangi Kriterler Aranır?

Kalça ve diz protezi ameliyatlarından sonra hastanın taburcu edilip edilemeyeceğine karar verilirken sadece geçen gün sayısına bakılmaz. Önemli olan, hastanın hem tıbben stabil olması hem de günlük temel ihtiyaçlarını güvenli şekilde karşılayabilecek düzeye gelmesidir. Bu nedenle ortopedi ve anestezi ekibi, taburculuk öncesi birkaç ana başlığı birlikte değerlendirir.

Öncelikle hayati bulguların stabil olması gerekir. Tansiyonun, nabzın, solunumun ve vücut ısısının kabul edilebilir sınırlar içinde olması, önemli dalgalanmaların kalmamış olması beklenir. Kan değerlerinde ameliyat sonrası görülen makul düşüşler tolere edilebilir; ancak belirgin kansızlık, devam eden kanama bulguları veya ciddi elektrolit dengesizlikleri varsa genellikle taburculuk ertelenir. Yine yara yerinde aşırı sızıntı, kızarıklık, artmış ısı veya enfeksiyon düşündürecek akıntı bulunmaması önemlidir.

Ağrı kontrolü, taburculuk kararında belirleyici bir diğer unsurdur. Hastanın ağrısının ağızdan alınan ilaçlarla yönetilebilir seviyede olması, hareket ettiğinde dayanılmaz acı yaşamaması gerekir. Hâlâ sürekli damar içi güçlü ağrı kesicilere ihtiyaç duyan, en küçük hareketle şiddetli ağrı yaşayan hastalarda eve gidiş için acele edilmez. Çünkü ev ortamında bu düzeyde yakın takip ve ilaç ayarlaması yapmak güçleşir.

Bunu okuyabilirsiniz >>>  Diz Protezi İçin Uygun Ameliyat Yaşı Nedir

Mobilizasyon yani hareket edebilme durumu da taburculukta mutlaka değerlendirilir. Hasta en azından yürüteç veya baston yardımıyla odasında ve koridorda kısa mesafeleri yürüyebilmeli, yatağa güvenli teknikle girip çıkabilmeli ve tuvalete gidiş gelişini büyük ölçüde halledebilmelidir. Bazı hastalarda bu beceriler yardımla sağlanabilir; önemli olan ev koşullarında da benzer desteğin sağlanıp sağlanamayacağıdır. Hastanın ayağa kalkarken veya yürürken sık sık baş dönmesi, dengesizlik ve bayılma hissi yaşaması, taburculuğu geciktirebilir.

Son olarak, hastanın ve yakınlarının ameliyat sonrası süreç hakkında yeterince bilgilendirilmiş olması beklenir. Hangi ilaçların ne kadar süreyle kullanılacağı, kan sulandırıcıların önemi, yara pansumanının nasıl yapılacağı, banyo için beklenmesi gereken süre, dikişlerin alınacağı veya kontrol randevusunun tarihi ve hangi durumda acilen hastaneye başvurulması gerektiği netleştirilir. Tüm bu başlıklar yerine oturduğunda ve ev koşulları da güvenliyse, genellikle taburculuk için onay verilir.

Taburculuk Sonrası İlk Günler: Evde Bakım ve Kontrol Randevuları

Kalça veya diz protezi ameliyatından sonra hastaneden eve geçtiğiniz ilk günler, iyileşme sürecinin hastane dışındaki devamıdır. Bu dönem, hem yeni ekleminize alıştığınız hem de doktorunuzun verdiği talimatları günlük yaşama uyarladığınız bir adaptasyon sürecidir. Eve gelir gelmez “tamamen iyileştim” duygusuna kapılmamak, hastanede başlayan dikkatli yaklaşımı ev ortamında da sürdürmek gerekir.

Evde ilk günlerde öncelik, güvenli hareket ve düşmeyi önleme olmalıdır. Yürüteç veya baston kullanıyorsanız, odalar arası geçiş yollarının mümkün olduğunca geniş ve engellerden arındırılmış olması önemlidir. Kaygan zeminli halılar, kablolar, küçük sehpalar gibi takılıp düşmeye neden olabilecek eşyalar mümkünse geçici olarak kaldırılmalıdır. Merdiven kullanmanız gerekiyorsa, daha taburculuk öncesinde hastanede gösterilmiş olan çıkış–iniş tekniğini aynen uygulamanız gerekir.

Doktorunuzun önerdiği ilaçları, özellikle kan sulandırıcıları ve ağrı kesicileri, saatlerine ve sürelerine uygun şekilde kullanmak, iyileşme sürecinin güvenliği açısından önemlidir. Yara yerinin pansumanı, size anlatıldığı şekilde ve belirtilen aralıklarla yapılmalı; yara çevresinde kızarıklık, şişlik, artmış ısı, kötü kokulu akıntı veya beklenmeyen bir açılma fark ederseniz vakit kaybetmeden doktora haber vermelisiniz. Yüksek ateş, açıklanamayan titreme, nefes darlığı, göğüs ağrısı ve bacakta ani şişlik gibi uyarı işaretlerini de ciddiye almak gerekir.

Fizik tedavi ve egzersiz programı genellikle taburculuk öncesinde başlatılır ve evde de devam etmeniz istenir. Kalça veya diz protezi çevresindeki kasları güçlendiren, hareket açıklığını koruyan ve pıhtı riskini azaltan basit egzersizler, düzenli yapıldığında hem ekleminizi hem de genel sağlığınızı olumlu etkiler. Aşırı zorlamadan, ama tamamen de bırakmadan, size gösterilen tekrar sayıları ve sınırlar içinde kalmak en doğrusudur.

Kontrol randevularınız, genellikle ameliyattan sonraki ilk haftalar ve sonraki aylarda planlanır. Bu randevularda doktorunuz, yara iyileşmesini, protezin görüntüleme sonuçlarını, yürüme şeklinizi ve hareket açıklığınızı değerlendirir; gerekirse ilaç tedavinizde veya egzersiz programınızda değişiklik yapar. Bu kontrolleri aksatmamak, olası bir sorunu erken yakalamak ve uzun vadede protezin sağlıklı şekilde kullanılmasını sağlamak açısından büyük önem taşır. Evdeki ilk günleri, “dinlenirken aynı zamanda iyileşme sorumluluğunu paylaştığınız” bir dönem olarak görmek, hem kalça hem diz protezi sonrası süreci daha konforlu hale getirecektir.

Kalça ve Diz Protezi Sonrası Yatış Süresi Hakkında Sık Sorulan Sorular

Kalça veya diz protezi ameliyatından sonra herkesin hastanede aynı gün sayısınca kalması zorunlu değildir. Ameliyatın tek taraflı mı çift taraflı mı yapıldığı, hastanın yaşı, kilosu, kalp–akciğer durumu, şeker hastalığı gibi ek sorunların varlığı ve ameliyatın teknik zorluğu yatış süresini doğrudan etkiler. Bu yüzden “herkes 3 gün yatar” veya “herkes 1 haftada çıkar” şeklinde kesin bir kuraldan söz edilemez.

Bir diğer sık soru, “Kaçıncı günde yürümeye başlarım?” şeklindedir. Çoğu merkezde, hastanın genel durumu uygunsa ameliyattan sonraki ilk 24–48 saat içinde ayağa kalkma ve kısa yürüyüş denemeleri yapılır. Ancak bu, taburculuk zamanının da aynı hızla geleceği anlamına gelmez; bazen yürümeye başlanmış olsa bile, kan değerleri, ağrı kontrolü veya ek hastalıklar nedeniyle birkaç gün daha hastanede kalmak gerekebilir.

“Erken taburcu olursam proteze zarar verir miyim?” endişesi de yaygındır. Uygun seçilen hastalarda ve ev koşulları güvenliyse, doktor onayıyla erken taburculuk proteze zarar vermez. Asıl risk, doktor önerisi olmadan, sadece “kendimi iyi hissediyorum” diyerek aceleyle hastaneden ayrılmaktır. Yeterli eğitim alınmadan, ilaç ve pansuman planı netleşmeden ve ev güvenliği gözden geçirilmeden taburcu olmak; düşme, yanlış hareket, ilaç aksatma gibi sorunları artırabilir.

Son olarak, “Ne zaman tamamen normal hayatıma dönerim?” sorusunun cevabı sadece hastanede yatış süresiyle ölçülmemelidir. Hastaneden çıkış, iyileşme sürecinin bittiği değil, evde devam ettiği noktadır. Kalça ve diz protezlerinde gerçek anlamda rahat yürüme, merdiven inip çıkma, uzun süreli oturup kalkma ve güvenli hareket için; düzenli egzersiz, kontrollü kilo yönetimi ve doktor kontrollerine uyumla geçen haftalar ve aylar gerekir. Bu nedenle, yatış süresi kadar, taburculuk sonrası döneme gösterilen özen de uzun vadeli başarı için belirleyicidir.