Kırık Sonrası Fizik Tedavi: Eklem Hareket Açıklığını Geri Kazanma
Kırıklar, yalnızca kemik yapısında değil, çevre dokularda da ciddi işlev kayıplarına neden olan ortopedik travmalardır. Cerrahi ya da konservatif (alçılı) tedavi ile kemik iyileşse de, hareket kısıtlılığı, kas zayıflığı ve eklem sertliği gibi problemler sıklıkla ortaya çıkar. Bu nedenle kırık sonrası dönemde fizik tedavi ve rehabilitasyon, iyileşmenin ayrılmaz bir parçasıdır.
Anadolu’da “kırık düzelir ama tembellik kalır” diye bir söz vardır. Bu söz, aslında hareketsiz geçen iyileşme sürecinin ardından vücudun tembelleşmesini ve fonksiyon kaybını çok isabetli bir biçimde ifade eder. Bu noktada devreye giren fizik tedavi, sadece hareketi geri kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda günlük yaşam kalitesini de artırır.
Fizik Tedaviye Ne Zaman Başlanmalı?
Fizik tedavinin başarısı, zamanlama ile doğrudan ilişkilidir. Tedaviye başlama süresi, kırığın tipi, uygulanan cerrahi yöntem ve hastanın genel sağlık durumuna göre belirlenir.
- Konservatif tedavide (alçı): Alçı çıkarıldıktan hemen sonra başlanır.
- Cerrahi müdahalede: Dikişler alındıktan ve doktor onayı alındıktan sonra genellikle 2-3 hafta içinde başlanır.
- Komplikasyonlu vakalarda: Fizik tedavi süreci daha geç ve kontrollü olarak planlanır.
Eklem Hareket Açıklığı (Range of Motion – ROM) Nedir?
Eklem hareket açıklığı, bir eklemin belirli bir düzlemde ne kadar açılabildiğini ve kapanabildiğini ifade eder. Kırık sonrası hareketsizlik, özellikle eklem çevresindeki kaslar, bağlar ve kapsüllerde katılaşmaya neden olarak bu açıklığın daralmasına yol açar.
Örneğin dirsek kırığı sonrası:
- Fleksiyon (bükme) normalde 140° iken 90°’ye düşebilir.
- Ekstansiyon (germe) ise -10° gibi bir açıda kilitli kalabilir.
Bu kayıpların geri kazanılması için fizik tedaviye sistemli ve bilimsel bir yaklaşımla başlanmalıdır.
Fizik Tedavi Sürecinde Kullanılan Temel Uygulamalar
1. Pasif Egzersizler (Hareket Ettirici)
Hasta aktif şekilde hareket edemediğinde terapist yardımıyla eklemler kontrollü olarak oynatılır. Bu sayede eklem kapsülü ve bağlar yumuşatılır.
2. Aktif Yardımlı Egzersizler
Hasta kaslarını az da olsa kullanarak hareket etmeye başlar, ancak dışarıdan destek alır. Özellikle omuz ve kalça gibi büyük eklemlerde etkilidir.
3. Aktif Egzersizler
Hasta, kas gücünü kullanarak hareketleri bağımsız şekilde gerçekleştirir. Bu evrede kas güçlendirme de başlar.
4. Germe (Stretching) Uygulamaları
Kaslar ve tendonlar zamanla kısaldığı için, düzenli germe ile esneklik sağlanır. Gerektiğinde elastik bantlar veya manuel tekniklerle desteklenir.
5. CPM (Sürekli Pasif Hareket Cihazı)
Özellikle diz ve dirsek gibi eklemler için motorize cihazlarla düzenli pasif hareket sağlanır. Günde birkaç saat uygulama yapılabilir.
6. Sıcak Soğuk Uygulamalar
Sıcak uygulama, yumuşak doku elastikiyetini artırırken, soğuk uygulama ağrı ve ödemi azaltır. Terapi öncesi veya sonrası kullanılır.
7. Elektroterapi ve Ultrason
Kas kasılmalarını teşvik eden elektrik akımları, dolaşımı artıran ultrason dalgaları tedaviye destek olarak kullanılır.
Eklem Tiplerine Göre Fizik Tedavi Yaklaşımı
Omuz Ekleminde
- Yapısı gereği en fazla hareket açıklığına sahiptir.
- Yapışıklık riski yüksektir (adezif kapsülit).
- Pendulum egzersizleri ile başlanır, theraband direnç çalışmaları ile desteklenir.
Dirsek ve Bilekte
- Ekstansiyon kaybı yaygındır.
- CPM ve manuel germe çok etkilidir.
- Günlük yaşam aktiviteleriyle (diş fırçalama, yazı yazma) fonksiyon kazandırılır.
Diz ve Kalça Ekleminde
- Diz için yürüme, merdiven inip çıkma önemlidir.
- Kalça için abduksiyon ve internal rotasyon hareketleri vurgulanır.
- Baldır kaslarını esnetmeye yönelik germe çalışmaları yapılır.
Evde Uygulanabilecek Egzersizler
Tedavi merkezinde başlayan rehabilitasyon evde de devam etmelidir. İşte bazı örnekler:
- Diz için: Oturur pozisyonda dizleri yavaşça uzatıp indirme (quad set)
- Omuz için: Duvar tırmanma egzersizi (fingers walk)
- Bilek için: Su şişesiyle yavaş bilek rotasyonu
Ev egzersiz programları, fizyoterapistin önerisiyle günde 2-3 kez tekrarlanmalıdır. İhmal edilen birkaç gün, kazanılan ilerlemeyi ciddi ölçüde geriye götürebilir.
Beslenme ve Destek Tedavileri
Kırık sonrası eklem hareketliliğini desteklemek için sadece egzersiz değil, beslenme de önemlidir. Kolajen, C vitamini, kalsiyum ve D vitamini yönünden zengin bir diyet önerilir.
Ayrıca glukozamin ve kondroitin içeren destek ürünleri, özellikle yaşlı bireylerde eklem sağlığını desteklemek amacıyla kullanılabilir.
Psikolojik Destek ve Motivasyonun Önemi
Kırık sonrası hareketsizlik ve ağrı, hastada motivasyon kaybı ve depresyon yaratabilir. Bu durum doğrudan fizik tedavi başarısını etkiler.
Terapist-hasta iletişimi güçlü olmalı, küçük ilerlemeler bile desteklenerek sürece olumlu katkı sağlanmalıdır. Hastaya belirli aralıklarla ölçümler yapılarak gelişimi gösterilmelidir.
Geleneksel Bilgelik ve Fizik Tedavi
Geçmişte Anadolu’da kırık sonrası sıcak buhar, sarımsaklı lapa, zeytinyağı masajı gibi yöntemler uygulanırdı. Bunlar modern fizyoterapi uygulamalarıyla aynı etkiye sahip olmasa da, doku gevşetici ve dolaşım artırıcı etkiler bakımından bilimsel temele sahiptir.
Bugün ise bu geleneksel uygulamalar, güncel bilimsel tekniklerle birleştirilerek “tamamlayıcı tıp” anlayışı çerçevesinde kullanılabilir. Özellikle refleksoloji, akupunktur gibi destekler belirli vakalarda önerilebilir.
Hareketi Geri Kazanmak Sabır ve Bilinç İster
Kırık sonrası fizik tedavi, yalnızca hareketleri geri kazanmak için değil, yaşam kalitesini ve bağımsızlığı da artırmak için vazgeçilmezdir. Eklem hareket açıklığını yeniden sağlamak, sistemli egzersiz programları, sabırlı bir yaklaşım ve uzman desteği ile mümkündür.
Unutulmamalıdır ki, kemiğin iyileşmesi doğaldır; ancak hareketin geri kazanılması çaba ister. Bu süreçte hem hasta hem de sağlık ekibi bilinçli, kararlı ve iş birliği içinde olmalıdır. Çünkü her başarılı fizik tedavi programının temelinde “hareketin değeri”ne inanç yatar.
İçerik Bilgisi