Obezite Cerrahisi Sonrası Düşük Ayak Gelişimi
Sinir ya da kas hasarlarına bağlı olarak gelişen düşük ayak sendromu eversiyon ve dorsifleksiyon kaybı olarak bilinir. Yani ayağın bilekten yukarı ya da doğru ayağa kaldırılması ya da aşağıya doğru oynatma yetisinin tamamen kaybolması anlamına gelir. Burada bulunan sinirler belirli sebeplerden dolayı etkisini kaybeder ve ayağın hareket kabiliyetini kısıtlar.
Obezite Cerrahisi Nedir?
Obezite cerrahisi son dönemlerde sıklıkla gerçekleştirilen cerrahi tedavilerden biridir. Özellikle belirli bir kilogramın üzerinde olan kişilerde diyet ile kilo verdirilemiyorsa bu durumda son çare olarak obezite cerrahisine başvurulur. Çünkü fazla kilolu olmak bir süre sonra beraberinde çok çeşitli hastalıkları da getirir. Ancak obezite cerrahisi zor bir ameliyattır. Bu sebeple ameliyat sonrasında dikkat edilmesi gereken çok çeşitli durumlar bulunur. Hatta kişiler ömür boyu ameliyata sadık bir şekilde bazı durumlara dikkat etmelidir. Obezite cerrahisinden sonra mutlaka doktorun dediği her türlü durumu göz önünde bulundurmak gerekir.
Obezite Cerrahisinden Sonra Düşük Ayak Gelişimi
Obezite ameliyatları bilindiği üzere kilo vermeyi hızlandırmak amacıyla yapılır. Obezite cerrahisinden sonra düşük ayak gelişimi de aslında ameliyatlardan sonra genel anlamda kilo vermeye bağlı bir şekilde ortaya çıkan komplikasyondur. Fazla kilo sebebiyle bacak bacak üzerine atmak oldukça zordur.
Obezite cerrahisinden sonra kilo vermeye başlayan kişiler bacak bacak üzerine atma hissini özlediği için bu durumda ameliyattan sonra sıklıkla bu hareketi gerçekleştirebilir.
Ancak sürekli olarak bu hareketi gerçekleştirmek özellikle obezite cerrahisinden sonra riske yol açabilir. Sürekli olarak bu hareketi yapmak bacağın yan kenarında yer alan sinirleri hedefleyebilir. Yani burası baskı altında kalır ve bir süre sonra hasar görebilir. Bacağın yan kısmındaki yüzeyler zarar gördüğü zaman insanlarda düşük ayak sendromu gelişebilmektedir. Bu nedenle obezite cerrahisinden sonra çok fazla bacak bacak üzerine atmamak önerilmektedir. Özellikle bacak tek taraflı olarak herhangi bir şekilde hissizlik, güç kaybı ya da uyuşma gibi tepkiler gösteriyorsa bu durumda mutlaka doktora görüşmek gerekir.
Obezite Ameliyatı Sonrası Spor
Obezite ameliyatı gerçekleştirildikten sonra hastanın birkaç gün hastanede kalması gerekir. Genel anlamda üç gün hastanede kalınması önerilir. Hafif yürüyüş gibi egzersizler tam olarak hastane sürecinde başlar.
Ameliyat gerçekleştirildikten sonra küçük yürüyüşler yapılmaya başlanmalıdır. Bu yürüyüşler eve gittikten sonra da mutlaka devam etmelidir. Ameliyattan sonra 15. gün diğer egzersizler başlayacaktır. Bununla beraber günlük işler de yapılabilir. Markete gitmek gibi küçük yürüyüşler de mutlaka önerilir.
Kilo vermede yüzmek oldukça önemli bir spordur. Sadece kilo vermek için değil vücudun sağlıklı bir şekilde çalışması için de önerilir. 15. günden sonra doktor kontrolleri ile beraber eğer doktor önerirse yüzmeye başlanabilir. Ameliyattan sonra özellikle ilk dönemlerde doktorun verdiği egzersizler mutlaka yapılmalıdır. Kilo vermeye bir an önce gerçekleştirmek isteyen kişiler fazla egzersiz yapmak isteyebilir. Ancak bu durum vücuda zarar verebilir. Çünkü aktif spor genel olarak ameliyattan 1- 2 ay sonra gerçekleştirilir. Karın hareketleri ise üçüncü aydan sonra başlamalıdır. Bu egzersizler sayesinde obezite cerrahisi sonrası düşük ayak gelişimi probleminin de önüne geçebilmektedir.
Düşük Ayak Tanısı Nasıl Konulur?
Düşük ayak teşhisi genel anlamda doktorların yaptığı nörolojik ya da fiziksel muayene esnasında konulmaktadır. Hastalar her iki topukları üzerinde yürüme egzersizi gerçekleştirir. Fizik muayene sırasında düşük ayak izlenir ve tanıya yönelik olarak çeşitli araştırmalar yapılır. Diz ya da kırık hasarlarında şüphelenirse eğer grafiler çekilebilmektedir.
Düşük ayak gelişiminin sebep olabileceği diğer problemlerle detaylı bir şekilde incelenir. Doktor hasta öyküsünün de dikkatli bir şekilde inceler. Hasta üstünde mutlaka obezite cerrahisi olup olmadığı da sorulur. Çünkü obezite ameliyatından sonra düşük ayak gelişimi de görülen nedenler arasında yer alır.
Düşük Ayak İçin Risk Faktörleri Nelerdir?
Düşük ayak sendromlarının risk faktörleri aslında oldukça çoktur. Düşük ayak sendromunun en önemli risk faktörlerinden biri şeker hastalığıdır. Genel anlamda şeker hastalığı kontrolsüz bir şekilde seyrettiği zaman kan şekeri sürekli yüksek olur. Bu anlamda hem kılcal damarlarda hem de sinirler de çeşitli bozulmalar gerçekleşe bilmektedir.
Kasları ve sinir travmaya bağlı olarak çok daha hassas bir duruma gelir. Bu anlamda dizin tam arka kısmında bulunan deri üzerinde sinirler yüzeyel bir şekilde seyretmeye başlar. Bu sebepten dolayı basit travmalar da gerçekleşebilir ve düşük ayak gelişimi oluşabilir.
Bacak Bacak Üstüne Atma
Bacak bacak üstüne atma her ne kadar rahat bir pozisyon olsa da aslında zararları olabilen bir duruş bozukluğudur. İnsanlar genel anlamda bu hareketi alışkanlık haline getirmiştir. Uzun süre boyunca aynı pozisyonda kaldıktan sonra peroneal sinir üst bacağa yakın olan kısmında bir bası gerçekleşir. Bu da düşük ayak sendromuna sebep olabilir.
Özellikle obezite ameliyatı olmuş olan kişilerde bu duruma çok dikkat etmek gerekir. Çünkü ağır bir bacak hızlı kilo vermeye bağlı olarak sinirleri hassaslaştırabilir. Bu nedenle sürekli olarak bacak bacak üstüne atmak bir süre sonra düşük ayak gelişimine sebep olabilir. Yani obezite cerrahisi sonrası düşük ayak gelişimi risk faktörleri arasında yer alır.
Uzun süreli çömelme
Uzun süre boyunca yerde çömelmek de düşük ayak sendromunu ortaya çıkarabilir. Özellikle yer karosu yerleştirmek ya da tarla üzerinde çömelerek bir şeyler toplamak düşük ayak gelişimine neden olabilir. Özellikle sürekli olarak günde 3- 4 öğün yerde yemek yemek gibi aktiviteler de sinir sıkışmalarını ortaya çıkarabilir. Bu sene sıkışmaları daha yine bir süre sonra düşük ayak gelişimi bir süre sonra ortaya çıkan bir problem olur.
